Dedemden babama, babamdan bana geçen bir cömertlik var, elindeki tüm parasını eşle dostla harcamakla, cümleten tatillere gezilere gitmekle bitirdi. Galiba ben de öyleyim.
Annemden gelen ağırlık, ciddiyet var -- annem öğretmen olduğu için, kendi öğrencilerine dahi göstermediği bir katılıkta "zirzopluğun, zıpırlığın" önüne geçmeye çalıştı, nefes aldırmadı, göz açtırmadı..Ha birşey oldum mu, zannediyorum ağırlık içimde vardı, o kadar boğmasaydı da ben fazlasıyla "hanım hanımcık" olurdum -- ama, en azından bir parça spontanelik geliştirir, duygu gösterebilir, soğuk/donuk olmazdım belki. Arkadaşlarımın aileyle tanıştıracağı ideal arkadaştım - çünkü aklımca, en ufak bir cıvıklığım, yaşıma uygun bir davranış olsa, ben evlerinden gidince arkadaşımın ailesiyle başının derde gireceğini düşünürdüm. Kendileri ve/veya anne-babaları "laylaylom" olduğunda ise şaşırırdım, böyle aileler de varmış diye. 18'e kadar muazzam bir cendereden geçtim, günlük, çekmece şu bu, hiçbir özelim yoktu..Hiçbir çocuğun bu denli katı bir mercek altında olmasına gönlüm razı olmaz, çünkü çocuk/genç kız kafasına koyduğunu nasılsa yapacak bir yol bulur, hırsıza kilit yok. Ama üç noktada faydasını gördüm - son derece güçlü bir bellek (yalan söylediğinde tutarlı olması açısından), analiz yeteneği (sebep sonuç ilişkisinde casus boyutuna ulaştım), kimseye güvenmeme (seni bir şekilde bulunduğun ortamdan uzaklaştırıp herşeyini karıştıran, arkandan iş çevirip arkadaşlarınla casusçuluk oynayan en yakınlarına güvenemiyorken, kime güveneceksin ki, ama güvensizlik bu çağda artık bir artı).
Ve en son -- babamdan gelen dürüstlük--akşam rahat uyuyabilmek, aynada kendinle yüzleşebilmek için kimsenin hakkını yememek.
Ne dertliymişim, kimin aklına geldi bu soru..
0