Giriş
(4)

Öyle bir masa..

kaportaci mahmut
yaptıracağım ki eşek ölüsü gibi ağır olsun, bırak torunlarımı, 2000 yıl sonra kalıntılarımı kazan arkeologlar "bunun sahibi büyük bir lord'du heralde" desinler. şanım yürüsün. Nerede bulurum?
yaptıracağım ki eşek ölüsü gibi ağır olsun, bırak torunlarımı, 2000 yıl sonra kalıntılarımı kazan arkeologlar "bunun sahibi büyük bir lord'du heralde" desinler. şanım yürüsün. Nerede bulurum?
0
kaportaci mahmut
(19.11.16)
paratic.com

rahat bi 3000 yili cikarir. de sen eve nasil cikarirsin bilemem.
0
brkylmz
(19.11.16)
@mahmut: hocam o kadar para verecez; gerekirse tabut olarak kullanırım. taşıyıcı anama avradıma küfretsin

@brkylmaz: bundan kalite akıyor, belli. ama desen filan istemem. lord'uz ama sonradan görme değiliz. ahşap ama bauhaus stili, sade olmalı. bir de çalışma masası
0
🌸kaportaci mahmut
(19.11.16)
Bana bu masalar oldum olasi oyle gelmistir, cok da severim;
www.crateandbarrel.com.tr
www.mudo.com.tr
www.altincicadde.com
0
yuzır
(19.11.16)
@yuzır: crate and barrel'da hoş şeyler var. teşekkür ederim.
0
🌸kaportaci mahmut
(19.11.16)
(7)

İngilizcemi ilerletemiyorum

uzdeniz
Kelime hazinesini bir türlü artıramıyorum sanki duvara toslamış gibiyim. anlamına baktığım, defalarca tekrarladığım kelimeleri bir türlü aklımda tutamıyorum. yaşım 32, onun da etkisi vardır sanırım. bir de kompleks cümleler kuramıyorum, her şeyi basit cümlelerle yazıyor ya da anlatıyorum. anlatım so
Kelime hazinesini bir türlü artıramıyorum sanki duvara toslamış gibiyim. anlamına baktığım, defalarca tekrarladığım kelimeleri bir türlü aklımda tutamıyorum. yaşım 32, onun da etkisi vardır sanırım.

bir de kompleks cümleler kuramıyorum, her şeyi basit cümlelerle yazıyor ya da anlatıyorum. anlatım sorun olmuyor ama yazıda basitlik çok sırıtıyor.

ingilizce sınavlardan genellikle çok iyi not alıyorum.

yurtdışına çıkmayı gerektirmeyen tüm önerilere açığım arkadaşlar, ingilizce mi nasıl gerçek bir advanced seviyeye taşırım?

not: ingilizce kitap okuyabiliyorum ama bütün temelim 17 yıl önce lisede öğrendiğimle sınırlı.
0
uzdeniz
(19.11.16)
Bence dil öğrenirken işin akademik tarafını bir yana koymak lazım. Yani cümle kurarken veya yazarken "şimdi şu tense'i kullanacağım"la gitmek hep kendin için işleri zorlaştırır, dildeki akıcılığın önüne set koyar.

Yabancı dizi ve filmleri ingilizce alt yazıyla izlemeni öneririm. Günlük hayatta kullanılan kelimeler, gramer, cümle yapısı, kalıplar gibi şeyleri görürsün. En kötü kulak dolgunluğu olur ve ders çalışıyormuş gibi hissetmezsin.
0
kaportaci mahmut
(19.11.16)
kelime ogrenmek icin memrise uygulamasi cok ise yariyor. turkce paragraf yazarken ya da konusma sirasinda da basit cumle kuruyor musunuz peki? belki seviye zorlayan seyler okuyarak bunu gelistirebilirsiniz.
0
pide
(19.11.16)
ingilizce chat sitelerinde takılın. bu şekilde neredeyse sıfırdan ingilizce geliştirip erasmusa giden biliyorum adsdgd. bir de ilkokulda ingilizce öğretmenimiz bize yeni öğrendiğimiz kelimeleri 30 defa en az yazdırırdı ödev olarak. o zamanlar sinir olurdum fakat görüyorum ki o zaman öğrendiğim hiçbir şeyi unutmamışım. bence hala güzel bir yöntem. sonra mesela post-itlere kelimeleri ve anlamlarını yazıp evin içinde kullandığınız yerlere asabilirsiniz. tense konusunda @kaportaciyla aynı fikirdeyim.
0
who cares wins
(19.11.16)
BBC'yi okuyun her gün. Anlamadığınız kelimelere hemen bakın. Sonra güzel bir Word ya da Excel dosyasına yazın hepsini. Kolayca anlayabileceğiniz üç tane örnek cümle yazın. Google Translate örnek cümle sunuyor. Advanced olmanız zor şu anda. Çünkü advanced demek reading, writing, speaking, listening gibi tüm becerilerde çalışmalar yapmak demek. Bir kelimeyi öğrenirken kelimenin tüm ayrıntılarını öğrenin. Go (v.): gitmek yazıp bırakmayın. O kelimenin diğer kelimelerle kurduğu ilişkilere bakın. Phrasal verbs konusu çok ayrı bir dünyadır. Ona özel çalışma yapmak gerekir. Bol bol kitap okuyun, dizi ve film izleyin, müzik dinleyin.
0
dissendium
(19.11.16)
Ömrümde oturup da 1 saat ingilizce çalıştığımı hatırlamıyorum.

Ona rağmen bayağı ilerledi kendi kendine. Bu nasıl oldu? İngilizce konuşmak zorunda kalınan ortamlar, ilgilendiğim konulardaki wikipedia başlıklarını ingilizce okumak vs.

YDS'de o beton bloğu şeklindeki paragraflardan sadece 7 soru kaçırmışım :)

Bence yaptığınız ingilizce okumalara devam edin. Cümlenin bağlamından çıkıyor genellikle bilinmeyen kelimenin anlamı. Sözlüğe bakmaya gerek bile yok.
0
la rana
(19.11.16)
reddit'de takıl. yorum oku, yorum yaz.
0
sporty
(19.11.16)
plato efekti diye bi olay var. dil zaten sürekli gelişmez. bi noktada durursun. belki 2 sene sonra o noktaya aşarsın belki 5 sene sonra.

adam 3 sene ABD'de yaşayıp geliyor aynı TOEFL puanını alıyor.

bu iş süreklilik işi. dili öğrendim diye bi şey yok. cümlelerinin basit olması da gayet güzel. kompleks cümle kurmak iyi ingilizce demek değildir. hatasız, net ve özet konuş yeterli.


listening dil öğrenmenin en iyi yoludur. kulağını eğitirsen "içses"ini de geliştirirsin.
0
merak ediyorum
(19.11.16)
(8)

3 yıldır komadaydım ve bugün ayıldım

birşeylersoracağım
...desem. Bana hangi filmleri kaçırdın derdiniz?
...desem. Bana hangi filmleri kaçırdın derdiniz?
0
birşeylersoracağım
(19.11.16)
sci-fici olarak
2014 interstellar
2015 martian
2016 arrival
0
cedex
(19.11.16)
i origin
ex machina
0
you look like i need a drink
(19.11.16)
geçmiş olsun derdim başta. sonra da:

12 years slave
gravity
nebraska
enough said -james anısına-

grand budapest hotel
imitation game
kış uykusu -mutlaka-
a girl walks home alone at night
what we doing in the shadows -son yıllarda beni güldürmeyi başarmış sınırlı yapımlardan-
leviathan
birdman
wild

inside out
revenant
lobster
hitchcock/truffaut

not: diğerlerinden farklı genelde popüler filmleri yazdım, ama örneğin cannes'da altın palmiye alan filmleri izle en azından derim yine de.
0
Apocalypse
(19.11.16)
Inside out kesinlikle!
0
innerbliss
(19.11.16)
mad max: fury road

120 dakikaysa 110 dakikası heavy metal aksiyon. salondan çıktığımda beynim yorulmuştu.
0
kaportaci mahmut
(19.11.16)
Geçmiş olsun hocam,

Kaçırdıklarını bilemem ama, Matrix filmlerine tekrardan bir daha göz at derdim :)

www.filmbilir.com
0
siz bana jazz mi yapiyorsunuz
(19.11.16)
star wars 7
0
fragile lady
(19.11.16)
whiplash
0
nundu
(19.11.16)
(8)

ailenizin vizyonu ve misyonu

klar
nelerdir? yani ailenizin size işlemiş olduğu ya da sizin onlardan aldığınız dünya görüşü, hayat amaç, mana, bakış açısı nedir?mesela bizde vizyon kısmı daha çok babamdan gelir. hayalcidir, ben de öyleyim. herşeyin mümkün olduğuna inanmak gibi bir çılgınlık. keşke diyorum bunun yanında biraz disiplin
nelerdir? yani ailenizin size işlemiş olduğu ya da sizin onlardan aldığınız dünya görüşü, hayat amaç, mana, bakış açısı nedir?

mesela bizde vizyon kısmı daha çok babamdan gelir. hayalcidir, ben de öyleyim. herşeyin mümkün olduğuna inanmak gibi bir çılgınlık. keşke diyorum bunun yanında biraz disiplin de aşılayabilselerdi. yani bir sene içinde 1 milyon dolar lazım deyin. bunu amaç edinip yollarını ararım. disiplin sorunu burda şöyle karşıma çıkar ama işte: normal işlerimi aksatırım, o işler bende strese dönüşür ve kafasında 1 milyon dolarlık fikirlerle gezer ve minicik angaryalara bu hedefleri telef ederim. trajik hikayelerim var buna örnek.

annem iyidir mesela. kanaat etme, şikayet etmeme huyu var. bende de var. eziklik derecesinde. öyle yani. sizde durumlar nasıl?
0
klar
(19.11.16)
Annem sovyet kadını o yüzden epey disiplinli yetiştim, faydasını son 2 sene görmeye başladım. Ayrıca centilmenliği ve kadının değerini öğretti.

Babam da serttir ama iyi anlamda. Çalışkan olmayı, şarap kültürünü bide galatasaraya sövmeyi öğretti
0
dannyb
(19.11.16)
babam hayati oldugundan daha zorlastirdi sadece asadg

annem - istedigim seyleri zorlayarak nasil elde edebilecegimi ogretti. calismayi ogretti.
0
allanpoe
(19.11.16)
annem ve babam türk değil ama ben türküm.
genelde onlardan bi şey öğrenmedim, yatılı okulda okudum zaten, hiç bi şeye karışmazlar.
ben de öyle biri oldum galiba :D
0
nocturness
(19.11.16)
İdealist öğretmen çocuğuyum ama ailem kadar idealist değilim. Yine de evin kültüründen gelen bir disiplin, ciddilik ve kuralcılık var yapımda. Çalışkanlık oradan geliyor ama çok da esnek olamıyorum. Örneğin, yayayken trafikte kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçmem (yanımda birileri varsa bir iki istisna olmuşluğu var). Kanunla kuralı karıştırmamak gerek burada; politik yasalardan değil, trafik kuralları gibi düzenleyicilerden bahsediyorum. Aynı şekilde kendimi satmayı beceremem pek, cevval değilim. Ya da 'networking' işlerine aklım ermez. Keşke biraz erseydi. İnsan ilişkilerim kötü değil ama insanlarla bir şey istemek, bir şeyler teklif etmek, kendimi göstermek için tanışamam. Hatta, ötesinde gurur meselesi yapıp tanışmam.
0
aychovsky
(19.11.16)
Dedemden babama, babamdan bana geçen bir cömertlik var, elindeki tüm parasını eşle dostla harcamakla, cümleten tatillere gezilere gitmekle bitirdi. Galiba ben de öyleyim.

Annemden gelen ağırlık, ciddiyet var -- annem öğretmen olduğu için, kendi öğrencilerine dahi göstermediği bir katılıkta "zirzopluğun, zıpırlığın" önüne geçmeye çalıştı, nefes aldırmadı, göz açtırmadı..Ha birşey oldum mu, zannediyorum ağırlık içimde vardı, o kadar boğmasaydı da ben fazlasıyla "hanım hanımcık" olurdum -- ama, en azından bir parça spontanelik geliştirir, duygu gösterebilir, soğuk/donuk olmazdım belki. Arkadaşlarımın aileyle tanıştıracağı ideal arkadaştım - çünkü aklımca, en ufak bir cıvıklığım, yaşıma uygun bir davranış olsa, ben evlerinden gidince arkadaşımın ailesiyle başının derde gireceğini düşünürdüm. Kendileri ve/veya anne-babaları "laylaylom" olduğunda ise şaşırırdım, böyle aileler de varmış diye. 18'e kadar muazzam bir cendereden geçtim, günlük, çekmece şu bu, hiçbir özelim yoktu..Hiçbir çocuğun bu denli katı bir mercek altında olmasına gönlüm razı olmaz, çünkü çocuk/genç kız kafasına koyduğunu nasılsa yapacak bir yol bulur, hırsıza kilit yok. Ama üç noktada faydasını gördüm - son derece güçlü bir bellek (yalan söylediğinde tutarlı olması açısından), analiz yeteneği (sebep sonuç ilişkisinde casus boyutuna ulaştım), kimseye güvenmeme (seni bir şekilde bulunduğun ortamdan uzaklaştırıp herşeyini karıştıran, arkandan iş çevirip arkadaşlarınla casusçuluk oynayan en yakınlarına güvenemiyorken, kime güveneceksin ki, ama güvensizlik bu çağda artık bir artı).

Ve en son -- babamdan gelen dürüstlük--akşam rahat uyuyabilmek, aynada kendinle yüzleşebilmek için kimsenin hakkını yememek.

Ne dertliymişim, kimin aklına geldi bu soru..
0
cedilla
(19.11.16)
babamın vizyonu her zaman toplumda saygın bir insan olmak üzerineydi, ilgiyi ve popülerliği seven eski bir politikacı olarak beni de bu şekilde yetiştirmeye çalışmıştır hep. mesela arkadaşlarla dışarı çıkarken fazladan para verip "sen ısmarla yedir içir" der, insanlarla iyi ilişkiler kurmamı isterdi. ben küçükken yanımda çok olamadığı için temelimi annemin ağırbaşlı, sakin ve anlayışlı hallerinden aldım. ergenliğin sonlarına doğru ise babamla daha çok vakit geçire geçire biraz daha dışa dönük ve göz önünde olma güdüsüyle hareket ettim. bu sürecin sonunda annemin iyi özelliklerini, babamın ise kötü özelliklerini aldım diyebilirim. neticede babamın çok istediği kişi olamadım, onun "sosyal mirasını" aynı şekilde taşıdığım söylenemez. bu konudan kendisi de şikayetçi ama bana çok çaktırmamaya çalışır, yine de annemin iyi özelliklerini almam ve başarılı bir insan olmam onu tatmin etmiş görünüyor.
0
baba jo
(19.11.16)
Annem: Yaprak Dökümü Hayriye Hanım.

Babam: Tuvalete sıçsa döner bide gözüyle bakar acaba sıçtım mı diye o kadar garantici bir adam.

Şuan ki hayat görüşünün ne annem ne de babam ile bir ilgisi var. Eskişehir deki üniversite hayatım ve okuduklarımdan gelen bir görüşüm var, onlara kesinlikle uymuyor.
0
gozu acik sevisen yahudi
(19.11.16)
Babam: ne istiyorsan yap ama iyi ve dürüstçe yap.

Anam: Stalin v.2 olduğundan saygılı ol, efendi ol. Sayesinde tanıştığım kız arkadaşlarımın annelerinden hep "tam evlenilecek adam" yorumu alıyorum.
0
kaportaci mahmut
(19.11.16)
(9)

kendi hayatının kahramanı olmak ?

ramazanali
İyi geceler mutluluğa huzura sevgiye aşka kucak açmış ekşiduyuru ailesi :)Ben 24 yaşında garip bir öğretmenim bir doğu ilinde.Hukuk fakültesi kazandım bi de bu sene dgs ile. Ancak bu hukuk fakültesi zorluyor beni.Seviyorum aslında hukuku ama bi sevgili olmadan da hukuk filan boş geliyor. Niye sevgil
İyi geceler mutluluğa huzura sevgiye aşka kucak açmış ekşiduyuru ailesi :)
Ben 24 yaşında garip bir öğretmenim bir doğu ilinde.Hukuk fakültesi kazandım bi de bu sene dgs ile. Ancak bu hukuk fakültesi zorluyor beni.
Seviyorum aslında hukuku ama bi sevgili olmadan da hukuk filan boş geliyor. Niye sevgilin yok derseniz biraz sosyal yanım eksik galiba.Özgüvende kırık olabilir en azından korku var onu biliyorum.
%28 engelim var sağ tarafım zayıf biraz ama öyle açık açık belli olmuyor.Ama hayatıma çok etki ediyor.Bu yüzden hiç sportif değilim mesela. Elde de zayıflık var çalgı çalma işi de zor geliyor.
Maddi durum olarak ben de 1 araba var bi de 70 bin lira. Babam koklatmıyor da onda da 1 milyonu aşkın nakit var. Ortalamanın biraz üstü yani. Belki saçmasapan şeyler anlattım da bunların hepsi sadece bir sorunun çözümünü bulmak için
Ben doyumlu bi ilişki yaşamak istiyorum da elimde pek bi yetenek yok.Bu şartlar altında hukuk sınavlarına da kafa yorasım gelmiyor. Kendimi sosyal yetenek olarak geliştirmedikten sonra hukuk okumuşum ne olacak gene aynı devam edecek.
Doğru mu sizce tavsiyelerinizi alabilir miyim ?
0
ramazanali
(19.11.16)
En basitinden hukuk okuma isini kendin icin yap. Bir seyleri baskalari icin degil de kendin icin yapmaya basladigin zaman mutlu olursun zaten.
0
yuzır
(19.11.16)
git abicim tanış birisiyle. 10 kişiyle tanışmayı denesen 1 olur istatiksel olarak. her denemen bir öncekinden daha iyi olacak. amacın rezil olmak olsun. kaybedecek bir şeyin yok.
0
kelepir
(19.11.16)
bak kral şu hayatta ne yapmak istiyorsan onu yapacaksın. seni gözüm tuttu içim ısındı ondan yazıyorum.

öğretmenlik mi yapıcan ? hukuğu mu bitireceksin ? ne istiyorsan onu yap! ikisini birden yapacak mısın yap. farklı şeyler istiyorsan onlara yönel.

farkettiğim kadarıyla sen de can sıkıntısı var , eksiklikler var sosyal eksiklikler var ilişki eksikliği var. herkes de eksiklik var. bana kalırsa ben çoğu şey için yeterliyim. en azından çoğu insanın yaptığı seyleri ben de yaparım fakat bana da insanlar çok soğuk geliyor dünya kapital geliyor birşey yapasım yok. sonuç olarak ben de de herkes de de sorun var salla geç bunları.

sportif değilsen sportis olmaya başla bence ilk olarak. ya arkadaşım ne hallerde olanlar spor yapıyor. sağ tarafını güçlendirmekle başla. belden aşağısı olmayan insanlar neler yapıyor. iki bacağı olmayan adamda ne vücut var.



i.dailymail.co.uk
0
Caaannn
(19.11.16)
Kötü bir kafa bu. Engelli olduğun için kendini eksik olarak görüyorsun ve bu eksikliği para ile kapatmaya çalışıyorsun. Kendine saygı duy. Kimse seninle paran için birlikte olmasın.
0
dissendium
(19.11.16)
İlişki anlamında ciddi eksik var bi sevgilim oldu. o da 2.5 yıl sürdü. çevremde çok kız var ama arkadaş muhabbetinden ileriye gitmiyor. hiçbiriyle ileri sarmadı muhabbet.
0
🌸ramazanali
(19.11.16)
Ozguvenim yok ama param var dusuncesinden bi sıyrıl önce. Bahsettigin engel oyle çok da engel olmamalı sana. Biraz o engelin arkasina sıgınıyorsun gibi geldi bana. Yapabildigin kadar gelistir kendini. Fakulteden cevre yap iste ne guzel. Engelini unutmaya calis cok buyutme gozunde.
0
aquarium
(19.11.16)
olabilir @dissendium önemli bi nokta. çözümünü de bulsam süper olacak
0
🌸ramazanali
(19.11.16)
pozitif birisine benziyorsun. Sen varoldukça etrafın da varolur, o yüzden sen önce kendi işlerin ile ilgilen sonrasında bazı şeyler kendiliğinden olur. Böyle bir şey olacak gibi bir aşk veya sevgili diye beklentiye girince insan üzülüyor.
0
evimin paspasi
(19.11.16)
Hocam sevgili olmadan hukuk boş geliyor demişsin, oradaki bağ nedir? Hukuk okumak istiyorsan, hukuk oku. Bunun sevgiliyle alakasını göremedim.

Öbür yandan engelli olmayı kafanda çok büyütüyorsun. Herkesin zayıf olduğu yanlar var ve herkes o zayıflıklarını suçlayıp, onların üstüne gidip etkisini azaltmaya çalışıyor. Evet, senin zayıflığın daha nadir olan bir şey ve bunun dolayı da kendini diğer insanlardan farklı hissediyorsun, öz güvenin düşük. Yalnız insan psikolojisinde şöyle güzel bir eğilim var: sen kendini nasıl yansıtırsan karşındaki onu görüyor. Engelli olmayı zihninde ve dolayısıyla karşındakiyle iletişim halindeyken öne koyarsan, o da onu görür. Hepimiz gibi elbette senin için de insanların aklında başka sıfatlar vardır. Yakışıklısındır, paran vardır, (bunun ön planda olması hoş değil gerçi ama özellikle buna bakanlar da var, yapacak bir şey yok) düşüncelerin, sohbetin, duyguların güzeldir.

Burada işin güzel bir başka tarafı daha var; ekşi şeylerde bir yazar olayı çok güzel anlatmıştı: erkekler kadını görünce, kısa bir sürede aşık olur. Bizim devreler öyle bağlanmış. Kadınlar ise erkekte ona bakar, buna bakar, tartar biçer, sonra tamam der. Senin kendin olarak yansıttığın ve kendini geri tuttuğun şey engelinse, karşındakine yansıttığın bir şey var. Oysa başka özelliklerini yansıtsan onları görecekler, tartıp biçmeleri için daha çok şey sunacaksın. Kadınlar hiç aklına gelmeyen şeylerden birden hoşlanabiliyor.

Spor yapmak veya çalgı çalmak sosyal gelişmenin tek araçları da değil. Kitap oku, film izle, yaz vs. hoşuna giden başka bir şey yap. Hem sevdiğin bir şeyde gelişirsin, bu da öz güvenini artırır. Mesela ben de spor yapmıyorum ya da çalgı çalıyorum ama işimde çok iyiyim; çalışırken iyi olduğumu belli ediyorum, yüzümde yansıtıyorum ve eski kız arkadaşımla aynı yerde çalışırken bir gün gelip "sen çalışırken acayip seksi oluyorsun" demişti.

Zayıflığını arka plana al, zayıflığın hakkında insanların ne düşündüğünü de umursama,sevdiğin şeyi kendin için yap. Sen bunları benimsediğinde gerisi gelecektir.
0
kaportaci mahmut
(19.11.16)
(5)

gozluk cercevelerimi degistirmem lazim

cosmicgadin
ama hic begenemiyorum. aksesuar gibi de kullandigim icin tarz bi sey olmali. tavsiye edebileceginiz marka ve modeller var mi?
ama hic begenemiyorum. aksesuar gibi de kullandigim icin tarz bi sey olmali. tavsiye edebileceginiz marka ve modeller var mi?
0
cosmicgadin
(19.11.16)
Silhouette ( yazılışından emin değilim ) modellerine bakabilirsin. En hafif ürünleri olan marka.
0
roe
(19.11.16)
Oakley

Kaynak ustası lensli, takanı uzaylı gibi gösteren güneş gözlükleriyle biliniyor ama sade ve ortasında burasında küçük nüansları olan reçeteli gözlük çerçeveleri de var. Ray Ban gibi herkes kullanmıyor bir de ayakkabı markası değil, gerçek gözlük markası.

Gerçi dünya gözlük piyasasını domine eden luxottica diye bir şirket var. Piyasadaki markaların %80i bunlara ait. İğrenç, kapitalist bir monopol. Bütün ucuz vogue'lardan tut, tüm moda evlerinin gözlüklerini bunlar yapıyor. Belki ondan üç aşağı beş yukarı çoğu markanın modeli birbirine benziyor olabilir.
0
kaportaci mahmut
(19.11.16)
Birkac optik gezip en begendigini almak disinda pek de bir cozum yok aslinda.
Bazi yuzde harika olanlar bazilarinda korkunc oluyor.

Benimki prada marka, kim uretmistir bilmem, zaten sirf kenarinda prada yaziyo diye almayacaktim ajsjs ama baktim belli olmuyor, aldim gitti. Cok da yakisti ^^

www.glassesnow.co.uk
0
kuehles blondes
(19.11.16)
moscot'un modelleri ve kalitesi iyidir
0
mutlu yillar sana
(19.11.16)
@kuehles çok güzelmiş güle güle kullan! teşekkür ettim herkese^_^
0
🌸cosmicgadin
(19.11.16)
(8)

Bir sey ifade etmeyen kurallar

mesudiyeli mesut
Herhangi bir sey hakkinda size bir sey ifade etmeyen bir kural soyler misiniz arkadaslar?Tesekkurler..
Herhangi bir sey hakkinda size bir sey ifade etmeyen bir kural soyler misiniz arkadaslar?
Tesekkurler..
0
mesudiyeli mesut
(18.11.16)
çimlere basmayınız.
0
la rana
(18.11.16)
lüzumsuzsa söndür
0
kimlanbu
(18.11.16)
çeşitli sitelerde yer alan 18'den büyüğüm onayı.
0
rhan
(18.11.16)
parmakla göstermenin ayıp olması..
0
tosiba
(18.11.16)
üzerinde 50 yazan hız limiti tabelaları
0
naberabi
(18.11.16)
Kural değil belki ama genel geçer kabul edilen bir şey olarak lavaboya gitmenin kibar ve temiz, tuvalete gitmenin ise kaba ve pis olması.

Arkadaş, lavabo el, yüz yıkanan şey; tuvalet içine işediğin şey ya da lavabo da dahil olmak üzere o alanın adı. Bu "lavaboya gidenler" girdiklerinde "hehe iyi kandırdım kekoyu, dur şimdi şuraya bi de güzel işeyim" mi diyor, nedir?
0
kaportaci mahmut
(19.11.16)
Apartmanın kapısını kapalı tutunuz.
(kediler giremez kapatırsam, böyle olunca ben görmüyorum belki ama 1-2 saatliğine girip çıkıyolardır içim rahat)

Kameranın gözüne baka baka bodrum penceresinin tel örgüsünü yırttım. Kediler bodruma isterse girebilsin diye. O küçük delikten kediden başka bişy geçemez. İsteyen hesap sorsun!
0
megalomaniac
(19.11.16)
Tekirdağ Tekel fabrikası duvarı. Duvara yaklaşmak tehlikeli ve yasaktır. Hala yıkılmadıysa duruyordur.
0
evimin paspasi
(19.11.16)
(6)

Şu psikolojik/nörolojik olay nedir?

kaportaci mahmut
Şimdi gençler arabayı park edip indiğimde teybi bir şarkı çalarken kapatıyorum. Sonra ertesi gün arabaya binip teybi açmadan önce dün hangi şarkıda olduğumu, hatta neredeyse nakaratın neresinde kaldığımı bile hatırlıyorum. Açınca da gerçekten önceki gün kapattığım yerden devam ediyor müzik. Bunun bi
Şimdi gençler arabayı park edip indiğimde teybi bir şarkı çalarken kapatıyorum. Sonra ertesi gün arabaya binip teybi açmadan önce dün hangi şarkıda olduğumu, hatta neredeyse nakaratın neresinde kaldığımı bile hatırlıyorum. Açınca da gerçekten önceki gün kapattığım yerden devam ediyor müzik. Bunun bilimsel bir açıklaması var mıdır? Hani araba sürmek insanın fizyolojik hareket halinden (yürümek, koşmak) farklı ya, bellek o durumdan çıkarken olayı özellikle hibernate mi yapıyor; yoksa ben rain man miyim, nedir bu olay?
0
kaportaci mahmut
(18.11.16)
teyip zaten kaldığı yerden devam eder aracı açınca mahmut abi :/ radyo mu demek istedin yoksa?
0
mahone
(18.11.16)
Ya mp3ten dinlediğim şarkı işte. Ertesi gün bindim mesela; müzik sistemini açmadan önce hatırlıyorum "nakaratın şurasındaydım" diye. Açıyorum, tak dediğim yerden devam ediyor müzik. Windows'ta hibernate olayı var ya, bunun benzeri zihin için de mi var?
0
🌸kaportaci mahmut
(18.11.16)
ben olağanüstü bir durum görmedim (:
0
Ufuk
(18.11.16)
bilimsel açıklamasından ziyade bu tip otomatik davranışları bir şekilde ben de hatırlıyorum,
mesela evden çıkıp sokakta yürürken "evin kapısını iyi kapadım mı la acaba" diye düşünürken tam o günkü evin kapısını kilitleyiş anım, o sırada dinlediğim şarkının ilgili bölümü zihnimde canlanıyor v.s

senin de muhtemelen teybi kapama esnasında çalan şarkının kısmı zihnine kazınıyor, ertesi gün tekrar elini oraya götürdüğünde o mevzu tetikleniyor. iki üç gün önce akşam nerede kaldığını düşün mesela teybin bulamayaiblirsin.
0
luchetti
(18.11.16)
Zeki müren radyo yetenek seçmelerine katıldığında repertuar dosyasındaki yüzlerce şarkıdan herhangi birinin herhangi bir ölçüsündeki herhangi bir notadan başlayarak o şarkıyı icra edebiliyormuş. Bir ihtimal, hayvan gibi mutlak kulağın olabilir, farkında olmayabilirsin.
0
kargn
(19.11.16)
sen raymondsun abi.başka bi açıklaması yok bunun.
0
mungojerry
(19.11.16)
(4)

güçlü hoparlör önerisi

passion rules the game
bluetooth olur, normal hoparlör olur, mikro müzik seti olur.bütçeyi sarsmayacak (max 500-600 tl) şekilde en iyi sesi nasıl alırım?bluetooth öncelikli, ama radyo falan da olursa süper olur. aşırı yüksek ses değil de, güzel sese ihtiyacım var. çok iyi kulağım yok ama işte oluğu kadar.jbl pulse 2 ışıkl
bluetooth olur, normal hoparlör olur, mikro müzik seti olur.
bütçeyi sarsmayacak (max 500-600 tl) şekilde en iyi sesi nasıl alırım?
bluetooth öncelikli, ama radyo falan da olursa süper olur. aşırı yüksek ses değil de, güzel sese ihtiyacım var. çok iyi kulağım yok ama işte oluğu kadar.

jbl pulse 2 ışıklı mışıklı aklımı çeldi ama...

danke şimdiden bol bol. deneyimi olan vardır belki :)
0
passion rules the game
(18.11.16)
Bose SoundTouch
0
bir ileti paylastim
(18.11.16)
Soundlink mini diyecektim bütçeye göre
0
bir ileti paylastim
(18.11.16)
ultimate ears mega boom
0
rentts
(18.11.16)
JBL Flip 3

Küçük olmasına rağmen sesi bayağı yüksek çıkıyor (yüksek ses önemli değil demişsiniz ama bazı durumlarda ister istemez insanın eli ses yükseltme tuşuna gidiyor) ses %80 üstünde kırılıyor ama o seviyeye kadar temiz ve dengeli. Belki vokalleri biraz ön plana çıkarıyor ama bir iki equalizer ayarıyla düzeltilebilir.

Diğer özellikleri:

*10 saat şarj süresi, (düşük seste belki biraz daha fazla)

*su sıçramalarına dayanıklı tasarım (su geçirmez değil; sıçramaya dayanıklı, ben test etmedim)

Küçük olduğundan dolayı ele alıp her yere götürülüyor. Duş alırken ya da yemek yaparken köşeye koyup takılıyorum. İşçiliği çok iyi, taş gibi sağlam. Bluetooth çekim gücü iyi, telefonu bağlayıp başka odaya geçtiğimde seste kesilme yok. Radyo yok, telefondan radyo açıp sesi buna vereyim dedim ama onu yemedi. Belki ben beceriksizim. Telefon hoparlörü olarak da kullanılabiliyor; ben konuşurken karşı taraf sesimin iyi geldiğini söyledi.
0
kaportaci mahmut
(19.11.16)
(1)

Avukatlara Kariyer Sorusu

jangbogo
Merhaba, sorum kısaca şu: hukuk bürolarında avukatlık yapmak ile şirketlerde (in-house mu deniyor bilmiyorum) avukatlık yapmak arasında hangisini tercih edersiniz, ediyorsunuz ve neden? Avantajlar ve dezavantajlar nelerdir sizce?
Merhaba, sorum kısaca şu: hukuk bürolarında avukatlık yapmak ile şirketlerde (in-house mu deniyor bilmiyorum) avukatlık yapmak arasında hangisini tercih edersiniz, ediyorsunuz ve neden? Avantajlar ve dezavantajlar nelerdir sizce?
0
jangbogo
(18.11.16)
Avukat değilim fakat eski işimin büyük kısmı hukukla alakalı olduğundan ve hem hukuk büroları ve şirket içi avukatlarla çalıştığımdan en azından fikir belirtebilirim.

Acayip niş ve teknik bir işim vardı ve hem Türkiye'deki hem de yurtdışındaki yabancı avukatlarla çalıştım. Bence şirket içi çalışmanın avantajı çalıştığınız yer tek müvekkiliniz olduğundan dolayı çalıştığınız yeri ve işi çok iyi biliyorsunuz, bir sorun çıktığında çat diye çözüm üretebiliyirsunuz. Tek müvekkil olduğundan bir süre sonra iş rahata biniyor zaten.

Öbür taraftan hukuk bürosuna tonlarca para ödendiğinden müvekkiller, "avukatlar uğraşsın" havasındalar ya da bir sorun çıktığında sizi paylamaya can atıyorlar. Ne yalan söyleyim, ben de bunu yaptım. Hukuk bürosuna milyon dolar ödediğimiz işler oldu ve akşam 10da "bu şafaktan sonra ben mi uğraşayım, o kadar para veriyoruz, avukat baksın" dedim veya bir şeyin hatalı olduğunu görünce avukatı arayıp "siz bunu nasıl görmezsiniz" diye payladım. Maalesef bu işte sistem hukuk bürosunda çalışanlar için böyle işliyor. Giriş seviyesinde amele işi yaptırılıyor küçük avukata gerçi ama yükseldikçe olayın şekli bu hale geliyor. Bir de bunların bizim gibi ayrı müşterileri olduğunu düşününce hukuk bürosunda çalışmak istemezdim. Elbette deneyim ve bilgi olarak şirket içi çalışmadan çok daha fazla şey öğrenilir, o ayrı.

Mesela örnek, bizim kendi avukatımız, o yabancı hukuk firmalarının birisinin Türkiye ofisine ortak olarak geçti. Sonradan görüştüğümüzde hep çok yoğun ve bitkin olduğunu söylüyordu.
0
kaportaci mahmut
(19.11.16)
(7)

samimi başarı hikayeleri?

tosiba
böyle samimi, içten, belki sonunda 'adam ne çalıştı ama değdi be, haketti adam' diyebileceğimiz filmler var mıdır?
böyle samimi, içten, belki sonunda 'adam ne çalıştı ama değdi be, haketti adam' diyebileceğimiz filmler var mıdır?
0
tosiba
(18.11.16)
Çiçek abbas.
0
bigbadabum
(18.11.16)
Men of honor
October Sky
Gattaca
0
kreatin
(18.11.16)
tam istediğin tarz bir film değil ancak başarı-çalışma-bir şey kazanmak için fedakarlıklar yapmayı gösteren en iyi filmlerden birisi bence rush.
0
steve rogers
(18.11.16)
Pursuit of happiness
0
kreatin
(18.11.16)
The Great Debaters
0
harvey
(18.11.16)
Eddie the Eagle (2016)
Working Girl (1988)
0
RedGoldGreen
(18.11.16)
12 Angry Men
0
kaportaci mahmut
(19.11.16)
(24)

'Erkekler en çok popoya bakıyor.' şeklinde başlık

chipie
Hello'da bu başlıkta bir yazı vardı galiba. Peki, meme mi popo mu? Neden?
Hello'da bu başlıkta bir yazı vardı galiba.
Peki, meme mi popo mu? Neden?
0
chipie
(18.11.16)
Meme. Daha estetik
0
glamdr1ng
(18.11.16)
Düşündüm de popo diyorum. Popoya tokat atabiliyorsun. Memeye atamıyorsun.
0
dissendium
(18.11.16)
popoya bakarım. memede kıyafet, sütyen, takviye vs bir sürü aldatmaca var. boyutunu ve şeklini tam çözemiyorsun. ama popo öyle değil. giysi bir yere kadar toparlayabiliyor. o yüzden daha iyi fikir veriyor.
0
sir gawain
(18.11.16)
Yüz, gülüş, gözler sonra popo
eskiden memeydi, bu aralar popo nedense?
0
Corc
(18.11.16)
bu sorunun cevabı olarak erkeklerde göte kilitlenme ve erkeklerde memeye kilitlenme başlıklarının entry sayılarını kıyaslamayı öneriyorum.
0
bbhkeydefe
(18.11.16)
Eskiden memeydi, bu aralar popo +1

Sanirim son 3-5 yilda patlayan fitness furyasi yuzunden popolar guzellesmeye basladi. Ondan ben ve benim gibi pek cok memeci arkadas popoya kaydi
0
elon
(18.11.16)
biri de dememiş ki xray gözlerimiz mi var. Arkası dönükse gtü, yüzü dönükse memeleri.

İkisinin yeri de ayrı.
0
kimlanbu
(18.11.16)
dolgun meme. daha cezbedici.
0
denhia
(18.11.16)
Popo. Hangisinin daha estetik oldugu tartisilir ama hangisine en cok bakilir dersen tartismasiz popo.
Popoya bakarken poponun sahibinin baktiginizi gormemesi onemli bir etken.
0
stavro
(18.11.16)
got.
0
ateistanbul
(18.11.16)
biri popoyken, digeri gogus olmali. bizim memlekette diyalektigi onemserler.
0
ateistanbul
(18.11.16)
Meme forever
0
all girls dream
(18.11.16)
karaciğer.
0
knight of cydonia
(18.11.16)
yüzü bana dönükse memesine bakarım, arkası dönükse götüne. asdfdsasdfdsd
0
nocturness
(18.11.16)
Her ikisi de önemli benim için.
0
Polaroid
(18.11.16)
göd önemli
0
mirty
(18.11.16)
İkisinin arasındaki oran altın orana (golden ratio) yaklaşıyorsa bakarım aksi halde sadece birisi varsa lokal olarak bakıyorum sonra kafamı çeviriyorum.
0
creedwar
(18.11.16)
ben de son dönemlerde götçü olmuş arkadaşlar arasındayım.
0
noluyo yaa
(18.11.16)
once yuz sonra popo
0
bim tribi
(18.11.16)
Hem meme hem popo. Bence Erkekler kadınların kıvrımlı bombeli yerlerini seviyor.

Ama şöyle bir uyduruk genelleme yapılabilir: meme sevenler daha memur çocuğu, daha temiz adamlar çünkü meme, anadan süt emme, insanın yüzüne bakma gibi şeylerle çağrışım tapıyor. Ha bi de pis gödcüler var. Bunlar sinsice arkadan bakan, hak yolu yerine bok yolu diyenler, böyle şerefsiz adamlar
0
kaportaci mahmut
(18.11.16)
dolgun meme +1
0
yüzyıllık yalnızlık
(18.11.16)
popo.
destekli sutyen cikti, mertlik bozuldu
0
x daemon
(19.11.16)
popo. hala aklım almıyor nedir bu kadar ilgimi çeken...
0
klar
(19.11.16)
Kötü kıçı kamufle etmek daha kolay artık. Ondan güzel meme daha kıymetli.
0
arnold schwarzeneger
(19.11.16)
(1)

Amerika MBA veya msc/ma management

rakim efendi
SelamlarBir kaç sorum olacaktı da.1.Ya bu amerikadaki kalburustu mba programları hep iş tecrubesi ve eşek yukuyle para istiyor? hani not ortalaması gmat toefl ı az çok sağlasak da iş tecrubesi istemeyeni yok mudur acaba? istemeyen daha iyi olur açıkçası hem yeni mezunum hem yanımda kurumsal tiplerle
Selamlar

Bir kaç sorum olacaktı da.

1.Ya bu amerikadaki kalburustu mba programları hep iş tecrubesi ve eşek yukuyle para istiyor? hani not ortalaması gmat toefl ı az çok sağlasak da iş tecrubesi istemeyeni yok mudur acaba? istemeyen daha iyi olur açıkçası hem yeni mezunum hem yanımda kurumsal tiplerle okumak istemeyebilirm açıkçası

2. Diyorlar ki MBA değilde masters in managemnt daha iyi yeni mezunlara bu konuda fikriniz nedir. ben amerikadaki okullar için oyle bir ayrım goremedim avrupada olduğu kadar ben mi bulamadım acaba. bildiğiniz iyi okullar varsa yazsanıza inceleyelim mba ve Msc Managemnt programlarını bir fikrimiz olsun.
0
rakim efendi
(26.09.10)
1. İş tecrübesi istemeyen okullar var. Ama ecnebi memleketindeki MBA mantığı "adam iş yapmış olsun ki hem MBA yaparken işten öğrendiğini okuyacağıyla harmanlasın hem de MBA yaptıktan sonra ne alanda uzmanlaşacağını bilsin" üzerinde kuruludur. yani bizim memleketteki gibi "gel kardeş gel, ne olursan gel" mantığı yurtdışında adamı zorlar ki iyi okullarda MBA yamak her babayiğidin harcı değildir.

2. Bu durumda MSc Management daha mantıklı gözükmekte. Eğer okul müfredatını iyi ayarlamışsa yeni mezunun bir MBA'den alacağı kadar verim alınır bu programlardan. Amerika'da bu tip master'lar henüz yok bildiğim kadarıyla. Avrupa'da İngiltere için konuşursak Cass Business School bayağı iyidir MSc Management olayında. Ha zaten London Business School başı çeker bu konuda ama oraya girmek de yine her baba yiğidin harcı değildir. Ben Warwick Business School'da master yaptım (bitiriyorum). İşletme fakültesi olarak oldukça taşşaklıdır, bilgi istersen mesaj at.
0
kaportaci mahmut
(26.09.10)
(5)

hamam otu?

bushwacker
selamlar,geçen gün birileri duyuruda bahsetmişti, sözlükte de başlığına baktım ama çok tatmin edici şeyler bulamadım. bu hamam otu nereden temin edilir? kullanımı tam olarak nasıldır? etki süresi nedir? mesela koltukaltı ve etek traşı için kullanılabilir mi bi erkek birey tarafından? kullanılırsa ji
selamlar,

geçen gün birileri duyuruda bahsetmişti, sözlükte de başlığına baktım ama çok tatmin edici şeyler bulamadım. bu hamam otu nereden temin edilir? kullanımı tam olarak nasıldır? etki süresi nedir? mesela koltukaltı ve etek traşı için kullanılabilir mi bi erkek birey tarafından? kullanılırsa jiletten farkı var mıdır tüylerin tekrar çıkma süresi açısından? fiyatı nedir bi de, kalitelisi kalitesizi ayrımı var mıdır, kalitelisi nereden alınır?

teşekkürler şimdiden
0
bushwacker
(02.08.09)
koltukaltı ve etek traşı için kullanıyor bildiğim kadarıyla. toz gibi bi şey. biraz su katıp çamur kıvamına getirerek sıvıyorsun. kuruyunca da temizliyorsun, dökülüyor kıl tüy yün... eczanelerde bulunması lazım, olmadı aktarlara bakarsın.
0
zgrydn
(02.08.09)
tek bildiğim tarafı aşırı kötü kokması kullanım sırasında. sonrasında koku kalmıyor ama
0
nl extreme
(02.08.09)
geçen gün arkadaşım aldı aktardan. 2 liraydı fiyatı
0
kaportaci mahmut
(02.08.09)
sakın kullanmayın eger cildiniz hassassa.
berbat bir kokusu varmış.bir de uygulayacagınız yerde yara olursa cok fena yakar.

aktarlardan bulabilirsiniz .kullanımı ustunde yazıyor bildigim kadarıyla.etki suresi de dahil.fiyatı 1.5 tl oldugunu soylemişti biri.kaliteli kalitesizini bilmem de hamam otu işte:)
0
voodoo 007
(02.08.09)
internette rusma diye aratabilirsiniz. bildiğim jiletten farkı yoktur. ama kokusu gerçekten çok kötü.
0
trocero
(02.08.09)
(3)

İsveç master

aeks
isveç de master yapılır mı?yapılırsa hangi okulda yapılır?öğrenci ortamları nasıldır?2,5'in altında bir ortalamayla kabul olunabilite imkanı var mıdır?
isveç de master yapılır mı?

yapılırsa hangi okulda yapılır?

öğrenci ortamları nasıldır?

2,5'in altında bir ortalamayla kabul olunabilite imkanı var mıdır?
0
aeks
(28.07.09)
kth derler hep. hem de herkese belesmis, sadece agaya degil.

en.wikipedia.org
0
fdegir
(28.07.09)
lund ve uppsala üniversiteleri de iyi okullardır ama 2.5 altında almaları biraz zor gibi.
0
kaportaci mahmut
(28.07.09)
isveç pahalıdır, burada aylık harcıyacağının 3 mislini hesapla. kth teknik üniversitedir, stockholmdedir, türk boldur, hintli çinli ganidir. uppsala öğrenci şehridir.

edit: facebook a gir kth in sayfasını bul oradaki türklere msj at, kesin yardımcı olurlar :) ben öyle yapmıştım. studysweden diye de bir site olması lazım.
0
yapcak bisi yok
(28.07.09)
(8)

hoca, öğretmen, instructor... hangisini seçmeli

bellbane
kız arkadaşımın ödevi için kapak hazırlamam gerekiyor. fakat kapakta hocanın adını nasıl yazsam bilemedim. "Hoca: Bilmem Nedir" şeklinde olunca çok laubali sanki, "Öğretmen: Bilmem Nedir" şeklinde olunca da üniversite düzeyi için komik sanki. biz kendi ödevlerimize ingilizce eğitim gördüğümüz için "
kız arkadaşımın ödevi için kapak hazırlamam gerekiyor. fakat kapakta hocanın adını nasıl yazsam bilemedim. "Hoca: Bilmem Nedir" şeklinde olunca çok laubali sanki, "Öğretmen: Bilmem Nedir" şeklinde olunca da üniversite düzeyi için komik sanki. biz kendi ödevlerimize ingilizce eğitim gördüğümüz için "instructor:" ya da "submitted to:" falan koyarız. türkçe nasıl olur bunlar hiç düşünmemiştim. sanırım en mantıklısı hoca yazmak. siz ne yazardınız ödev kapağına?
0
bellbane
(06.05.09)
öğretim görevlisi?
0
vital
(06.05.09)
direkt prof. dr. bla bla ya da doç. dr. bla bla yazsanız? ben şahsen öyle yapıyorum ödevlerde.
0
inkey
(06.05.09)
sadece ödevi hazırlayanın ismi yazar aslında, submitted to'ya gerek yoktur. ha, ödevlerin toplandığı bir havuz varsa o zaman gerek olabilir tabii. bu durumda üste ortaya dersin kodunu ve ismini, hemen altına da unvanıyla birlikte hocanın ismini yazarsınız, hallolur (gene belirteyim, ders ismi belirtildikten sonra hoca ismine ihtiyaç yok bence)
0
boshi
(06.05.09)
lecturer ya da evet hiçbir şey demeden direk isim
0
alkolikfedai
(06.05.09)
biz proje tesliminde "Kontrol: blablabla" yazdık bir sorun yaşamadık
0
prodeq
(06.05.09)
Öğretmen: ya da Hoca: yazın da görün gününüzü. Direkt ünvanı yazın adını soyadını yazın yeterlidir. İsterseniz öğretim görevlisini de ekleyebilirsiniz. Kontrol: Prof.Dr.Hede Hödö de olabilir. Ama hoca yazın da gülelim yahu.
0
ozdek
(06.05.09)
hakkaten hiç "submitted to" yerine ne yazılır düşünmemiştim, ödevi teslim edecek kişi ilköğretim veya liseye gidiyorsa evet "öğretmen" belki olur, (hocaya hiç değinmiyorum bile:) ama onun dışında bence gereksiz. direkt dersin kodu yeterli olur. aynı dersi farklı sectionlara da veriyorsa bir de section eklenerek durum çözülür.

yani kapakta, dersin adı, sectionu, konu veya ödevin adı, ve teslim eden kişinin adının yazması yeterli bence. illaki isim diyorsanız da yukarıda denildiği gibi prof. bilmem ne gibi yazılabilir.
0
light beam
(06.05.09)
"teslim edilen:" ya da "teslim alan:" yazardım ben.
0
kaportaci mahmut
(07.05.09)
(2)

Bisiklet kaskı

kurukafa
İyisi kötüsü nedir? Ne tavsiye edersniz? El yakmayanından...(Şehir içi usul usul kullanım)
İyisi kötüsü nedir? Ne tavsiye edersniz? El yakmayanından...(Şehir içi usul usul kullanım)
0
kurukafa
(31.05.08)
met ve giro çok kaliteli kask yapan iki firmadır yalnız fiyatları el yakan tiptendir. şöyle ki yaklaşık 4 sene önce aldığım met kask 200 milyon kadardı. bunların dışında pek marka bilmiyorum ama bisiklet ve aksesuarları satan yerlere sorarsanız yardımcı olurlar.

kişisel görüşüm ise kaliteli bir şey almanız. her ne kadar usul usul kullanacak olsanız dahi ne olacağı belli olmaz kafa üstü düşerseniz kötü sonuçlar doğrurur. hatta bisiklet kaskı üzerine düştüğünüzde yenisiyle değiştirmeniz tavsiye edilir ki darbe sonucu kaskın üzerinde gözle görülmeyecek ama bir sonraki darbede kaskın direk ortasından yarılmasına sebep olacak çatlaklar oluşuyor. dolayısıyla "ucuz olsun bizden olsun" mantığından ziyade sağlam bir şey tercih edin.

kaskı denemeden almayın veya almamaya çalışın (internet vs. siparişi yapacaksanız). kaskın boyutları vardır alın hizasından ölçülen baş çevresine göre fakat kaskın kafa üzerine oturduğu yer kaskın şekline göre değiştiğinden değişik boyutlardaki kasklar aynı olmayabilir. yani small bir kask kafanıza küçük gelebilir, medium ise fazla geniş. görmeden alırsınız, dar veya geniş olur, hem başınızı rahatsız eder hem de bir yere çarparsınız işlevini yerine getirmez. bir de mümkün olduğunca havalandırma deliği bol olan bir şeyden alın. özellikle yaz aylarında kafa terden sırıklsıklam oluyor.
0
kaportaci mahmut
(01.06.08)
Giro gerçekten de en kalitelilerinden birisidir, özellikle günlük sık ve şehiriçi kullanım yaşayacaksanız iyi bir ürün almanız mutlaka tavsiye edilir. Giro pahalı gelir derseniz Decathlon'da 80-100 tl arasında gayet şık, sağlam, dayanıklı kasklar mevcut. Ama hangisini alırsanız alın, denemeden almayın, internetten sipariş kask için kötü bir seçim.

Arkadaş yazmış önceden ama, ben de şöyle bir ek yapayım istedim: www.yenideneyim.com
0
yenideneyim
(26.09.14)
(6)

Siyaset felsefesi ile ilgili kitap

no christ requiress
Oyle bir kitap olsun ki icinde Rousseau, Locke, Hobbes, Makyavel, Platon v.s herkesin goruslerinin bir ozeti, kisa bir girisi olsun. Ayrica liberalizm, sosyalizm v.s bu tur akimlari da anlatsin.Ayri ayri zaten okuyorum fakat boyle bir kitaba da ihtiyacim var. Netten bakmak kasiyor. Kitap var midir b
Oyle bir kitap olsun ki icinde Rousseau, Locke, Hobbes, Makyavel, Platon v.s herkesin goruslerinin bir ozeti, kisa bir girisi olsun. Ayrica liberalizm, sosyalizm v.s bu tur akimlari da anlatsin.
Ayri ayri zaten okuyorum fakat boyle bir kitaba da ihtiyacim var. Netten bakmak kasiyor. Kitap var midir boyle onerebileceginiz ? Ingilizce de olur fark etmez.
0
no christ requiress
(26.05.08)
Batıda siyasal düşünceler tarihi. Bilgi Üniversitesi yayınları. Derleyen Mete Tunçay. 3 cilt diye biliyorum. Birde yine bilgi üniversitesi yayınlarında bahsini ettiğin ideolojik akımların toplama olarak yer aldığı bir kitap vardı fakat onu anımsayamadım tam olarak. Bilgi üniversitesi yayınları gayet iyidir bu arada, tavsiye ederim.
0
villeneuve
(26.05.08)
formations of modernity
0
thinkbeforedoing
(27.05.08)
A History of Political Thought, from Ancient Greece to Early Christianity, Janet Coleman
A History of Political Thought, from the Middle Ages to the Renaissance, Janet Coleman

sağlam kitaplardır. yıldız teknik üniversitesi ve boğaziçi üniversitesi kütüphanelerinde mevcut.
0
dare
(27.05.08)
michael rosen ve jonathan wolff'un dost kitabevi yayınlarından çıkan "siyasal düşünce" adlı derlemesi var. pek çok filozofun belli konu başlıkları altında temel düşünceleri toplanmış bunda.

bir de andrew heywood'un "politics" diye bir ders kitabı var. bu da kapsamlı ama siyasal düşünce gibi fizolofların çalışmalarından oluşmuyor. fakat akımları daha iyi anlatıyor.
0
kaportaci mahmut
(27.05.08)
@dare dedigin kitaplari googlebooks dan inceledim. gercekten her filozofun dusuncesini acikliyor kronolojik olarak. bu kitabi kutuphaneler disinda bulma sansimiz yok mu ? gerci amazonda bile 55$ olan bir kitap buralarda ne kadar olabilir dusunmek bile istemiyorum. ebayde falan da yok malesef.

@kaportaci senin kitap "siyasal dusunce" de akimlar ve siyasetin temellerini iyi anlatmis

bir de ben soyle bir kitap buldum, dedigim tarzda filozoflarin dusuncelerini kisaca aciklayan, siyasal dusuncenin temelleri

www.tulumba.com.tr
0
🌸no christ requiress
(27.05.08)
kütüphaneler dışında bu dediğim kitapları nereden bulabilirsin bilmiyorum. ama biraz pahalı kitaplar oldukları doğru. ama boğaziçi üniversitesi'nden olmadı orası uzaksa yıldız teknik üniversitesi kütüphanesinden bu kitapları alıp fotokopi çektirebilirsin. çok pahalıya gelmez zira ben öyle yapmıştım. ben yardımcı olabilirim eğer istersen fotokopi hususunda.
0
dare
(04.06.08)
(15)

Votka Mezesi

axijazz
bu akşam kendimi votkaya vereyim diyorum. şöyle kafa bi milyon olsun. yani sorum şu ki bu votka içkisinin yanında ne iyi gider? nedir bunun mezesi? sigara kafi mi?
bu akşam kendimi votkaya vereyim diyorum. şöyle kafa bi milyon olsun. yani sorum şu ki bu votka içkisinin yanında ne iyi gider? nedir bunun mezesi? sigara kafi mi?
0
axijazz
(11.05.08)
bi çay yada tatlı kaşıgı toz şekeri agzına al(yutma) üzerine yine aynı mıktarda kahve al(yutma) karıstır ağzında. sonra bi yudum(tercihen shot olarak) votkayla yut bunları. üzerine de bi dilim limon ısır. süfer oluyo.
0
temizkopat
(11.05.08)
meyve
0
bryan fury
(11.05.08)
tuzlu fistik seviyorum ben.
0
rimednac
(11.05.08)
çıbık kraker
0
dorian greyfurt
(11.05.08)
kesinlikle kiraz - cikti cikacak zaten piyasaya..
0
terp
(11.05.08)
@rurouni; ben de ilk gördüğümde böyle demiştim ama ıkı tane atınca insan bı hoş oluyo :)
0
temizkopat
(11.05.08)
ravioli
(11.05.08)
Cips yeme de, ne yersen ye.. Çünkü cips-votka mideyi felce yaklaştırıyor..
0
te cetveli dyr
(11.05.08)
votkayla en iyi meyve oluyor bence. kokteyl yapacaksanız da yüzde yüz nar suyunu tavsiye ederim.
0
tom riddle
(11.05.08)
seviyorsanız jelibon?? hem sempatik bi tavır katıyor fiiliyata.
0
durum serserisi
(11.05.08)
yaprak sarması, çubuk kraker, çiğ sucuk, meyve, kuruyemiş.
0
midesiz
(11.05.08)
fındık
0
babatema
(11.05.08)
Lakerda.
0
wpi
(11.05.08)
offff offfffff!
dünya bi yana votka - napolyon kiraz bi yana hatta markette satılan adi limon sularıda votkanın içine 1 tane kirazıda unutmıyalım
0
omer460
(11.05.08)
turşuyla götürüyorum, havalara uçuyorum
0
kaportaci mahmut
(12.05.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.